TR|EN

BAKAN FAKIBABA; BÜYÜKBAŞ VE KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK ÇALIŞTAYINDA KONUŞTU

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından düzenlenen Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Çalıştayı, Antalya’nın Kundu Oteller Bölgesi’nde bulunan bir otelde gerçekleştirildi. Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Nihat Çelik’in de katılım gösterdiği çalıştayda, hayvancılık, yem sektörleri ile üretici birlikleri temsilcileri ve akademisyenlerin yer aldığı yaklaşık 300 kişi katıldı.

Çalıştayın kapanış programında konuşan Bakan Fakıbaba, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, bu işi yapan üreticilerle bir araya gelmeden, onların dertlerini dinlemeden bu işi yürütmenin mümkün olmadığını kaydetti. Ankara’da masa başında olmakla bu işin başarılamayacağını ifade eden Bakan Fakıbaba, eğer küçük ve orta seviyedeki işletmelere önem vermeyip desteklemediğimiz takdirde bu işin sürdürülebilirliğinin olmadığının altını çizdi.

Küçükbaş işletmelerinin yanında büyükbaş işletmelerinin de olması gerektiğine değinen Bakan Fakıbaba, “Profosyonel takımların B takımı olmadığı, şehrinin oyuncularına sahip olmadığı zaman dışarıdan getirilen futbolcularla belirli yere kadar gidiyor, sonra da tökezliyor. Ana iskeletin orta ve küçük işletmeler üzerine kurulması ama büyük işletmelerinde hem bakanlık hem de orta ve küçük kuruluşlar tarafından mutlaka ve mutlaka desteklenmesi lazımdır” dedi.

Envanter çalışmalarına da değinen Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba, “Ne kadar büyükbaş hayvanımız var, 14 milyon, 14.5 milyon, 15 milyon, gerçekten bir sayı yok. Küçükbaş 42 milyon, 45 milyon,55 milyon, 30 milyon oluyor. Bu konuda da gerçekten yıllardan beri çalışmamız olmasına rağmen bazen de kendi kendimizi eleştirmeyi borç görüyorum. İnşallah en doğru bilgileri bu sene alacağız. Hayvan sayısıyla ilgili. Sorun nerede tam kayıt altına alıp sürdürebilirliğimiz yok, kulak küpelerini takip edemiyoruz. O sürdürülebilirliği sağlamak için çalışmalarız devam ediyor” dedi.

Sorunun temelinde kırsal kalkınma olduğunu işaret eden Bakan Fakıbaba, “Bunu gerçekleştirmediğimiz takdirde tarım ve hayvancılıkta başarılı olmamız mümkün değildir. Çok güzel köy planı var, ahır mükemmel, üretici hayvanını seviyor, hayvan ona ürün veriyor, geçindiriyor. Duşunu alıp akşam maça gidiyor. Bunlar olmayacak şeyler mi bunları yaparız. Köysel dönüşüm çok daha rahat ve ekonomik, daha huzurlu, mükemmel, hem üretimi hem hayvancılığı, sanayiyi geliştirebileceğimiz yerler. Maalesef bunun hale bilincinde değiliz. Bunlar önceliğimiz” ifadelerine yer verdi.

Küçük işletmeler kadar büyük işletmelerinde kırılgan bir yapısı olduğunu aktaran Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba, “Büyük işletmeler kar payına bakıyor. Küçük ve orta yatırımcıda bir şevk var ruh var, büyük yatırımcı haklı olarak milyonları veriyor buradan ne kazanırım diyor. Büyük para kazanamazsa kırılganlık çok daha fazla olacaktır. Anında işletmesini kapatıp başka bir yatırıma gidebilir. Örgütlenmede yetersizlik, güvensizlik var. Üretici, çiftçi örgütüne güvenmiyor, örgüt çiftçiye güvenmiyor, devlet örgütüne güvenmiyor. Ters bir iş, almış başını gidiyor. Kurumsallaşmamız lazım. Açık şeffaf ne aldım ne verdim. Açık ve net konuşmazsak çözüm gelmez. Küçük üretici onu sömüren bir araç olarak görüyor. Orada bir güvensizlik oluşuyor, bu güvensizliği el ele vererek kırmamız gerekir. Gelişeceksek o örgüt kooperatifler sayesinde gelişeceğiz” diye konuştu.

Bakan Fakıbaba, yetiştirici eğitimin de önemli konulardan biri olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Toprağı suyla, çiftçiyi eğitimle buluşturmamız gerekiyor. Bunları kim yapacak üniversitedeki arkadaşlar. En büyük laboratuvarlarımız araziler, ahırlarımız. Öğrenciler hiç aşı yapmadan veteriner hekimi olmuş veya ziraat mühendisi olmuş. Bunları üzülerek söylüyorum, belki de yanlışımdır. Genelde teorikte kalıyoruz, pratikte öğrencilerimiz ve asistanlarımız genelde faydalanmıyor.”

Buzağı ölüm oranını düşürmeden, hayvan hastalıkları, gıda sağlığı, gıda güvenliği olmadan sağlıklı toplum olmanın mümkün olmadığını vurgulayan Bakan Fakıbaba, ”Bırakın üretimi ithalatı, ihracatı, önce can sonra canan. Önce benim halkımın sağlığı önemlidir. Birileri çıkıyor, kendini bilmez bir şekilde anlatıyor, ‘Şunu yemeyin, bunu yiyin, şu öyle olursa bu böyle olur’ yav Allah aşkına hoca şeyiyle çıkıyorsun, milleti yanlış yönlendiriyorsun. Yanlış yönlendirmeler var. ‘Bal iyi değildir’. Türkiye’de üretilen bal her yerde bal. Bir hekim olarak ne diyetten anlarım, ne diyet uzmanıyım. Ben bir hekimim, cerrahım. Aşırıya kaçmadan, sağlıklı ve temiz olması kaydıyla benimde düşüncem, aşırıya kaçmadan karnınız doyduğu an bırakmak kaydıyla yiyin kardeşim. Tereyağını, balını, zeytini, pekmezini de yiyeceksin. ‘ Yok şunu yeme bunu ye, şu şöyledir, bu böyledir.’ Ekmeğini de yiyeceksin. Kalkıp da 3-5 ekmek yiyin demiyorum. Normal bir sınır vardır. Şuna kısıtlama getir buna getir, insanlarda daral oldu. Acaba 50 tane zeytin yiyebilir miyim? Böyle bir şey olabilir mi? Yiyebildiğiniz kadar yumurta yiyin, oradan biri 6 yumurta yiyebilir miyim? 6 yumurta insan sağlığına zarar.” dedi.

Prosedürlerin fazla olmasından yakından Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba, “Prosedür az olacak. Biz problem oluşturan değil, problemi çözen bir bakanlığız. Bütün tarım il müdürlükleri ve bakanlık evinizdir. Bakanla görüşemeyebilirsiniz ama biz parti olarak bakanlar olarak halkın emrindeyiz. Halk bizi seçti hizmetkar olarak karşınıza gönderdi. Sizlerde bizlerde bu halkın hizmetkarıyız. Bu ülkeye çok borcumuz var. Bunu 2002 yılından bu yana ödüyoruz. Bu yeterli değil. Daha fazla çalışacağız.” dedi.

Konuşmaların ardından Bakan Fakıbaba, çalıştay grubu başkanları plaket takdim etti.

© 2015     |   TÜRKİYE DAMIZLIK KOYUN KEÇİ YETİŞTİRİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ